3 Ağustos 2011 Çarşamba

AÇ TELEVİZYONU, AÇ !


Televizyonlarda Ramazan sohbetleri sıcak dolayısı ile açık havada yapılıyor. Yine böyle bir programda Ankara'nın işlek bir yerinde söyleşi yapılıyor. İlahiyatçı profesör bir kadın, evet yanlış yazmadım; Orta yaşın üstünde oldukça şık giyinmiş, bembeyaz saçlarını topuz yapmış hoş bir hanımefendi. Ramazanın manasını anlatıyor. Hem ilahiyatçı, hem kadın hem de başı açık görünce ilgimi çekti izliyorum.
Aslında kelimenin tam manasıyla izliyorum yoksa konuşmaları anlayamadım bile. Programı sunan bey ile ilahiyatçı bayan karşılıklı koltuklarda oturuyorlar. Bulundukları yer park veya ona benzer bir yer. Etrafta gelip geçen, izleyen insanlar var. Kadının tam arkasında izleyen insanların pek çoğunun elinde telefon kameraya bakarak konuşuyorlar. 
Önce aynı anda neden hepsi telefonla konuşuyor acaba diye düşünürken birden fark ettim ki kameranın kendilerini görüntülediğini anlayan vatandaş telefona sarılıp eşe dosta haber veriyor.
- "Makbule çabuk aç televizyonu, ben çıktım."
-"Birol abi şu anda televizyondayım."

İlahiyatçı profesörün arkasında önce bir iki tane, sonra çoğalarak doluştular. Ekrana sığmayanlar  birbirlerinin önüne geçerek görüntüye girmeye çalıştılar. Bazıları telefonda sanki  şirketinin  fizibilite raporlarını açıklıyormuş gibi ciddiyetle konuşuyor, sözüm ona ekrana bakmamaya çalışıyordu. Bazıları resim çektiriyormuşçasına hiç kımıldamadan öylece bakıyordu. 
Sonra aralardan sıyrılarak öne geçmeye çalışan bir adam kopmama sebep oldu. 
Koca göbekli, saçları seyrekleşmiş, mor gömlek, bej pantolon giymiş güleç bir adam öne geçti. Önce uzun uzun kameraya baktı, sonra kemerinde duran telefon kılıfından telefonunu çıkardı  bir yeri aradı. Bu arada kameraya utangaç bir el sallamayı ihmal etmedi. Sanırım aradığı kişi eşiydi aralarındaki konuşma söyle oldu diye hayal ediyorum.
- "Mürüvet bak televizyona çıktım."
- "Allah iyiliğini versin Mahmut, kameraya bakacağına bi önüne bak."
Adam bir an durdu, sonra eğilip önüne baktı. Üzerine iki beden dar gelen mor gömleğinin  altına gelen kısmında düğmesi açılmış göbeği görünüyordu. 


4 yorum:

Adsız dedi ki...

NERDENDE BULURSUN BÖYLE İLGİNÇ ŞEYLERİ t.k

Adsız dedi ki...

karşıma çıkıyor ben ne yapayım.(:

hayriş dedi ki...

çok güzel:)

eymenerdogan dedi ki...

Ah bu Türk milletindeki kameraya çıkma isteği yok mu.. Yabancı bir düşünürün söylediği bir söz vardı sanırım şöyleydi: ''Herkes bir gün 15 dakikalığına meşhur olacak''
Türk milleti bu sözü abartmış olmalı ki nerde kamera görse el sallar, ünlü olma pahasına televizyondaki saçma sapan yarışmalara katılır, Mehmet Ali Erbil'in programındaki Jess gibi kendini rezil bile eder.. Yazık..