9 Temmuz 2011 Cumartesi

MECAZ


Geçtiğimiz günlerde izlediğim alt yazılı  yabancı filmde konuşmayı öğle bir türkçeye çevirmişler ki "it is raining cats and dog" diyen  Jön'ün sözleri aşağıdaki yazıda aynen "Kedi ve köpek yağıyor" olarak çevrilmişti. Güzelim film mundar olmuş izlemek istememiştim. "bardaktan boşanır gibi yağmur yağıyor" sözünün ingilizce karşılığını bilmeyene neden tercüme yaptırırlar anlayamadım.
Mecazi kelimelere dilin zenginleşmesi açısından gerekli. Gerçi yeni nesil (Oha oldum, kal geldi, iptal oldum, yaneee gibi)  kendine özgü bir dil geliştirdi ama mecazi anlamdaki kelimeler de unutulacak gibi değil.
Acaba bizdeki gibi mecazi anlamlarla konuşan başka bir dil var mı ?
1500 yıllarının İngilteresinde yaşamıyorsanız ve William Shakespeare değilseniz sanmıyorum.

Yıldızları süpürürsün , farkında olmadan
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür
Ciğerinde kuruludur orkestra , duymazsın
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun ,
anlamazsın uçar gider , koşsan da tutamazsın. 

Shakeaspeare bu güzel dizeleri yazarken Yahya Kemal Bayatlı Endülüste raks şiirinde;

Her rengi istemez gözümüz şimdi aldadır;
İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır. 

Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir;
İspanya varlığıyla bu akşam bu güldedir.

Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli...
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli..
..
Diyerek mecazın en güzel örneklerini vermiş.
Mecazi anlamlar yüklü kelimeleri kullanmayı severiz. Hangimizin annesi "Eve bir gel eşek sudan gelene kadar döveceğim seni." dememiştir. Ya da "O yalı kazığı çocukta ne buluyorsun." diye eleştirmemiştir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

GÜZELDİİ T.K