18 Temmuz 2011 Pazartesi

ÇELEBİ 400 YAŞINDA


Hürriyet gazetesinden Kanat Atkaya ; "Evliya Çelebi'nin olmayan sakalı" başlıklı bir yazı yazmasaydı aklıma bile gelmeyecekti. Bütün resimlerinde Nur yüzlü uzun sakallı olan seyyah, aslında sinekkaydı traşlıymış. Hatta bu durumundan dolayı dayak yemekten zor kurtulduğu anlar olmuş.
Doğumunun 400. yılı dolayısı ile 2011 yılı UNESCO tarafından Evliya Çelebi yılı olarak ilan edildi. UNESCO da sahip çıkmasa bir çok değerimizin farkına bile varamayacağız.  Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO; Mardin Hasankeyf, Kapadokya, Nemrut Dağı, Pamukkale, Truva Antik Kenti, Göreme Peri Bacaları, Kız Kulesi, SultanAhmet Camii gibi tarihi yerlerimizi koruma altına almış. Yani bir bakıma bu yerlerin bakımını, korunmasını ve gelecek nesillere bırakılmasını garantilemiş. UNESCO'dan Allah razı olsun desem abes mi kaçar?

2011 yılının ilk yarısını geçmiş olmamıza rağmen Evliya Çelebi ile ilgili haberler veya etkinlikler o kadar az ki!  Reytingi olsa da Evliya Çelebi'nin gittiği yerleri anlatan bir belgesel yapılsa. Tamam bu belgeseli ünlü biri yapsın izlenme kaygısı ortadan kalksın, ne güzel olmaz mı?
Evliya Çelebi ile ilgili bilgilerimiz eğer ona özel bir merak beslemiyorsak şöyledir; Bir gece Rüyasında Peygamber efendimizi görmüş; "Şefaat ya Resulullah" diyeceğine heyecandan dili sürçmüş. "Seyahat ya Resulullah" deyivermiş. Ondan sonra yollara düşmüş. 

Bir de Erzurum ile ilgili söylediği farz edilen bir lafını hatırlıyorum. "Erzurum'da 11 ay 29 gün kaldım yaz gelmedi, benden sonra geldiyse bilmem." Bu sözü Erzurum'da cirit oyunu sırasında Seyit Ahmet Paşa'nın attığı ciritle dört dişini kaybettiği, bu yüzden bazı kelimeleri kullanırken zorlandığı için söylemiş olabilir mi?
Vikipedi'de hakkındaki bilgileri okurken annesine hayran oldum. Bizim nesilde bile babanız memur değilse doğum tarihiniz annenizin hafızasına kalmıştır ki, çok çocuk doğuran bir anne bayram seyran gibi özel bir gün değilse hatırlamaz.
Evliya Çelebi; 25 Mart 1611 yılında Unkapanı'nında doğmuş. İlk gezilerini İstanbul sınırlarında yaptıktan sonra 70 yaşında ölene kadar bütün osmanlı şehirlerini gezmiş ve yine seyahat esnasında Mısır'da vefat etmiş. 
10 Ciltten oluşan "Seyahatname" isimli eseri gezdiği gördüğü yerleri halkın anlayacağı bir dilde yalın ve  kendine has üslupla yazılmış.

Evliya Çelebi seyahatnamesinde güzel nasihatlere de yer vermiş.
Her mecliste duyduğun sözleri aklında tut.
Sırrın varsa sakın kimseye söyleme.
Daima ileri hedefin olsun, geçmişe takılıp kalma.
İki kişi konuşurken dinleme.
Herkesle iyi geçin, inatçı ve kötü sözlü olma.
Daima temiz ol.
Bir şey koymadığın yere uzanma.






1 yorum:

Adsız dedi ki...

t.k