25 Ocak 2016 Pazartesi

MUSTAFA KOÇ


Bundan 10 yıl kadar önce yine böyle bir kış günü Hıncal Uluç'un köşesinde çok bahsettiği Büyük Çekmece yakınlarında  Kilis yemekleri ile ünlü bir restorana gitmiştik. Günlerden pazar olmasına rağmen belki de kış olduğu için içerisi kalabalık değildi. Biz de ailece yola bakan pencere kenarında bir masaya oturduk. 
Yemeğimizin ortalarına doğru restoranın önüne bir askeri araç yanaştı ve içinde 4-5 tane jandarma çıktı. İkisi içeriye girip mekan sahibiyle konuşurken diğerleri dışarıda beklediler. 
Bir kaç dakika sonra park yerine siyah bir jip yanaştı, içinden  sarışın gayet hoş iki bayan ve bir kız çocuğu indi. Kadınlardan birini sanki bir yerlerden gözüm ısırıyor derken masamızın önünden geçerek arka tarafta kuytu bir masaya yerleşirlerken tanımıştım.
Caroline Koç...
Yanındaki hanım da medyadan okuduğum kadarıyla yakın bir zamanda İngiliz iş adamı ile nişanlanan kız kardeşi. Onların oturmasından kısa bir süre sonra yine siyah bir Jip durdu park yerinde.  Mustafa Koç yanında müstakbel İngiliz damat ve bir korumasıyla birlikte içeriye girdi.
Bu tür görüntüler mekanda olan diğer insanların hem ilgisini çeker hem de rahatsızlık  duyar. Çünkü Türkiye'nin en zengin adamlarından biri ile aynı ortamda olmanın verdiği bir heyecan ve biz neden bu kadar zengin değiliz anasını satayım tarzı rahatsızlık.
Tam masamızın yanından geçerken çocuklara ve bize gülümseyerek selam verdi. O anda yukarına yazdığım  o rahatsızlık kayboldu gitti.
O kadar samimi ve güzel bir gülümseme karşısında onun hakkında olumsuz düşünmek imkansızdı. Aynı gülümseme ile karşılık verdiğimizi hatırlıyorum.
Biz yemeğimize devam ederken restoran sahibinin hep yaptığı gibi masaları dolaşıp hal hatır sorması sırasında eşim dışarıda bekleyen Jandarmaları sordu.
Restoran sahibi rezervasyonu aldığında jandarmaya haber verip bilgilendirmiş. "Misafirlerimin başına bir şey gelsin istemedim." dedi. Çünkü Sabancı ailesine yapılan saldırı hala gündemini koruyordu.
Yemekten kalkıp evimize giderken bulunduğumuz çevreye  göre varlıklı sayılan eşim; "Çok zengin olmak da zor iş bu kadar zenginliği istemem doğrusu" diyordu.
Eşim hiç bir zaman daha varlıklı olamadı. Çünkü kısa bir süre sonra kalp krizinden 53 yaşında vefat etti. Kızım Koç Üniversitesi Hukuk fakültesinden mezun oldu. Mezuniyet töreninde Rahmi Koç çok güzel bir konuşma yaptı . Çalıştığı şirket vasıtasıyla Koç kardeşlerin bir başkasıyla tanışma fırsatı buldu.
Ve koç ismi bizim gibi sıradan bir ailede  sık sık gündeme geldi.
Mustafa Koç'un ölüm haberini okuduğumda yakından tanıdığım birinin ölümünü öğrenmişçesine üzüldüm. Sadece güzel  gülüşü ile bizim gönlümüzü fetheden birinin ölümü üzerine  ailesinin üzüntüsünü düşünmek bile çok zor.
Mekanı cennet olsun.

Hiç yorum yok: