15 Ağustos 2014 Cuma

SÖZ KESMEK


Geçtiğimiz hafta büyük kızımı istemeye geldiler. (Garip bir başlangıç oldu. Ne istemesi ne vermesi diye düşünsem de adet adettir. Adı istemek; biz söz diyelim en iyisi.)
Yeni nesil söz hazırlıkları eskilerden biraz farklı. Hatırlıyorum da ağabeyime söz kesmeye 50 kişi gitmiştik. Bir o kadar da kız tarafı vardı. Odalara sığmadık, gençler bahçede oturdular. Yengemin babası "Verdim gitti" dedikten sonra silahlar atıldı söz yüzükleri takıldı, sözlülerin başı göğe erdi.
Sözün eskimeyen adeti kahve servisinde kayın peder ve kayın valideye denk düşürme riskini göze alarak damada tuzlu kahve ikramı, gülüşmeler, bir tane hiç konuşmayan, bir tane de çok konuşan aile büyüğü, "Allahın emri Peygamberin kavli..." Gelen söz çiçeğini yaşatacağım diye helak olan evin annesi, takılan takılar ile geline verilen değeri yorumlama...

Kızımın sözlenme konusunu açtığım andan itibaren sevgili arkadaşım; kızımın tabiri ile "Wedding Planner teyze" Nesrinciğim  duruma el koydu. Bana da onun peşinde çarşı pazar koşmak düştü. 
Söz deyip geçmeyin, aksaksız düzgün bir şey istiyorsanız kesinlikle plan yapmak lazım. 
Önce misafir listesi hazırlandı. Kız tarafı ile erkek tarafından gelenler aynı sayıya yakın olmalı. Açık büfe masa hazırlanacak o yüzden yemek listesi belirlendi. Yemek olarak çayın yanında yenecek şeyler düşünüldü. Börek çeşitleri, zeytinyağlı dolma, salata tarzı bir şeyler, pasta, kek, ev yapımı çikolata topları, ev yapımı limonata...
Masa nasıl düzenlenecek? Servis tabaklarına yiyecekleri koyarsın, masaya dizersin. 
Ben de öyle sanıyordum. 

İKA'dan şamdan ve aynalar alındı, aynaların üzerlerine servisler olacak ki görüntü hoş olsun. Evdeki masa örtülerinin hiç biri beğenilmedi. Ölçüler alınıp yerlere kadar uzun masa örtüsü yapıldı. 

Şimdi sırada misafirlere verilecek küçük hediye keseleri için Sirkeci, Tahta kale, Mısır çarşısı civarı. Gezdiğimiz dükkanlardaki çeşitliliği gördükçe hayrete düşüyorum. Bizim Wedding Planner eliyle koymuş gibi dükkanlara giriyor, kurdele, kordon, püskül, organze tül, silikon tabancası... Evet silikon tabancası da alınıp  artık ipin ucunu kaçırdığımı hissettiğimde, "Badem şekeri de alırsak işimiz bitiyor." diyerek beni rahatlattı. 

Girdiğimiz dükkanlarda düğün, nişan, kına, doğum günleri, bebek mevlitleri için o kadar çok çeşitte aksesuarlar var ki şaşırmamak elde değil. 
Bir yerde "Demet Akalın'ın kına gecesi ponponu geldi." yazıyor. Başka bir yerde "Darısı Başımıza" yazan baloncuk kartonu. Bir arkadaşımın kızının kına gecesinde elime alıp resim çektirdiğim:"Haberim yokmuş gibi çek." yazısı...

Söze geleceklere vermek üzere hazırladığımız badem şekerli hediye keselerini hazırlarken ciddiyetimizi görseler İsviçre'deki Cern laboratuvarlarında parçacık fiziğini yeniden buluyoruz zannedecekler.  Ama hazır bir şeyler almak yerine kendi fikirlerimizle yaptığımız keseler oldukça sevimliydi. Bu arada mola zamanlarında içtiğimiz kolaya püskül ve gözlük takarak kendi çapımızda eğlence bile yaptık.

Söz günü giriş kapısına kızımın ve damadımın isimlerinin yazıldığı şık bir ayna koyduk ki gelen misafirlere "Aynaya bakarak güler yüzle girin ki güler yüzle ağırlanın." demek istedik.

Misafirlerin gelmesine yakın herkeste bir telaş başladı. Kızım elindeki telefondan" Find My Friends'e" bakıp; "Siteye girmek üzereler" dedi. 
...
Sonunda ne mi oldu?
Kızı verdik gitti...

1 yorum:

Uyuşuk Hayalperest dedi ki...

Allah hayırlısıyla tamamına erdirsin İnşaallah.. :)
Kısmetse bende bu haftasonu nişanlanacağım. :)
Hayır duanızı eksik etmeyin benden de. :)