31 Mayıs 2011 Salı

FIRTINA


"Hayat denizi sakin olduğunda daha tehlikelidir. Çünkü sakinliğin ardında fırtına saklıdır" demiş Luis De Leon.
..
Yıllardan neydi, aylardan hangisiydi hatırımda yok. Ama çok iyi hatırladığım güneş yeni batmış, ay erkenden ortaya çıkmıştı. Çam ağacına astığım ahşap kuş yuvasına günde iki üç kez girip ıslatılmış ekmekleri yiyen, çatallı sesiyle bir kaç kez öterek hızlıca ortadan kaybolan saksağan bile gelmesi gerektiği halde gelmemişti o akşam üzeri.
Havada yaprak bile kımıldamayacak bir durgunluk, etrafa çöreklenmiş olan sessizlik  huzur değil huzursuzluk vadediyordu sanki.
İlk kez, eminim ilk kez o sessizlik korkutmuştu beni. Sırtım ürperdi, ayaklarımdan kanımın çekildiğini hissettim. Kızlarımın mırıltısı geliyordu içeriden, fırında pişen böreğin kokusu, yan komşumun köpeği Pascal'ın hırıltısı..
Hepsi hepsi dün gibi aklımda. 

Korkmuştum, bu sessizlik hayra alamet gibi gelmemişti. Kalksam belki büyü bozulacaktı ama yapamadım. Sonra hafif bir rüzgar esti. Hanımeli kokuları geldi rüzgarla birlikte. İçime çektim doya doya. 
Bir  fırtına öncesi sessizliği, belki bir hatırlatma, ya da bir işaret..
Kim bilir neydi..
..
Ne çok fırtınalar görmüş, örselenmiş, oradan oraya savrulmuş, acı çekmiş bedenim bazen sakin suları özlüyor.
İşte o zaman hayatımdaki fırtınalarla baş edemez hale gelince; Yıllardan neydi, aylardan hangisiydi bilemediğim, saksağan kuşunun gelmediği o akşam üzerini hatırlarım.
Ve..
Bu günüme şükrederim.

Hiç yorum yok: