Kabinlerin önünde bekleşiyoruz. Yanımdaki kabinin önünde duran kadın gülerek sordu;
- Sizinki de mezuniyet balosu mu?
- Evet gibisinden gülerek baş salladım. Konuşmaya mecalim kalmamıştı.
Sabahtan beri girmediğimiz mağaza kalmamış bir türlü istediğimiz kıyafeti bulamamıştık.
Kızım yorulduğumu ve sıkıldığımı anlayınca mezuniyet balomda ne giydiğimi sordu.
Böyle bir deneyimi hiç yaşamadığımı söyleyince hayretle yüzüme baktı.
Daha önceki yazılarımda kız çocuğu sahibi olmanın güzel yanlarından bahsetmiştim ama bu angarya işleri hesaba katmamışım. Kız anneleri iyi bilir bu sürecin ne kadar meşakkatli olduğunu. Hele bende olduğu gibi üç kızınız varken bu meşakkat üçe katlanır. İlköğretim, lise ve üniversite olmak üzere üç kez mezuniyet balosu stresi çekmek içten bile değildir. Büyük kızımın üç mezuniyeti bitti dereken ruhsat töreni için kıyafet ararken canımdan bezmiştim. Neyse atlattık diyorum ama benim bu durumum rutine binmiş vaziyette.
Maşallah birinin bitiyor, diğerinin başlıyor.
Bu yıl küçük kızımın ilköğretim mezuniyet balosu, seneye ortanca kızımın lise mezuniyeti. Sonra kısmetse üniversiteler.
Kısaca bana rahat huzur yok. Kız anneleri sizlere sözüm yok, erkek anneleri bu işin basit bir bir şey olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Arkadaşları ile "Pişti" olmayacak tarzda farklı bir elbise bulunacak, ona uygun ayakkabı ve çanta.
Kızların hayalindeki elbise büyük ihtimalle giydiklerinde üzerine yakışmayacak. Bir surat, bir afra tafra ile nazları çekilecek.
Bu arada çocukların normal şartlarda beğenecekleri kıyafetler anne beğendi diye burun kıvrılacak. Bir günde, ilk girilen mağazadan asla bir şey beğenilmeyecek.
Ebeveynler hem maddi hem manevi işkenceyi baştan kabul edecek.
- Bu Pınar'ın elbisesine benziyor olmaz, bu Şule'nin elbisesinin aynısı, bunu diğer sınıfta biri almış sözleriyle anne iyice abondone olacak.
Valla ben iyice bunalmış vaziyetteyim. Gittik geldik bir şey alamadık. Bu iş beni daha çok yoracak hissediyorum.
Benim gibi bu süreci yaşayanlara geçmiş olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder