Arkadaşım Filiz ile fırsat buldukça yürüyüş yapmaya çalışıyoruz. Aslında bu yürüyüşler bir çeşit terapi gibi. Muhabbet ediyoruz, dertleşiyoruz. Yürüme güzergahımız genelde aynı oluyor ama bazı günler yolumuzun üzerindeki bir pasajın içinden geçiyoruz. Pasajda Eczane, mağaza, kitapçı, ayakkabıcı ve kuyumcu var. Bu dükkanların önünden şöyle bir bakıp geçerken kuyumcunun önünden geçerken mutlaka yavaşlıyor sıra sıra dizilmiş altınlara ve değerli taşlara göz gezdiriyoruz.
Altın; Dünyanın en gösterişli madeni.
Geçen hafta İngiltere Prensi evlenince gelinin elinde hiç olmazsa bir burma bilezik aradım ama ne gezer. Bırakın bileziği boynu bile bomboştu zavallı prensesin. Güneşi batmayan ülkenin prensi eşine incecik bir alyans taktı. Aslında alyansta da cimrilik yapmışlar ki neredeyse 45 kilo olan gelinin eline yüzük dar geldi. Prens yüzüğü parmağına zorla geçirdi.
Prensle aynı hafta içinde arkadaşımın oğlu evlendi. Gelinin elindeki bileziklerden kızcağızın eli kalkmıyordu. Elindeki kesenin içinde devlet hazinesiyle yarışacak kadar çeyrek ve yarım altın vardı. Bizim ülkemiz daha mı zengin nedir?
Altın her dönem hak ettiği değeri almış.
İncil'in içinde 400 kez altından bahsedilmiş. Fakat batı toplumlarında ellerinde altın bilezikler, yüzükler, küpelerle gezen kadınlara rastlamayız.
Kuran'da altın ile ilgili 7 ayet olduğu söylenir. 6236 ayetin içinde sadece 7 kez bahsedilmiş olmasına rağmen müslüman toplumlarında daha çok değer verilmesi ne garip değil mi?
Nedense bir tılsımı vardır pırıl pırıl parlayan bu sarı ve soğuk madenin. Filmlerde korsanların yağmaladığı ganimetler içerisinde çil çil altınlar gösterilir. Altını bulan çıldırır saçma sapan hareketler yapar. Bunun en bilineni sandıktan çıkan altınları yağmur gibi yukarıya doğru fırlatmaktır.
Be ahmak, şimdi kim toplayacak yere saçtıklarını?
Ama altını bulanın başına hep kötü şeyler gelir. Bir nevi lanetlidir altın. O yüzden olsa gerek altını olup bozan hiç memnun olmaz.
" Altını bozdurdum aynı gün fırladı meret"
Halen altın en güvenilir yatırım aracıdır. Fakat koruması en zor olanıdır aynı zamanda. Bankalarda kasada saklamayı bilmeyen halkımız altınlarını kadınların ellerinde boyunlarında muhafaza etmeyi tercih eder.
Birkaç yıl önce gittiğim bir kuyumcuda adam arkadaşına anlatıyordu.
"Yirmi küsur yıldır bu işi yapıyorum. Her çeşit altın satana rastladım. Bebeğe takılan mavi boncuklu küçücük nazarlıktan tutunda, karısının altın dişlerini getirenlere kadar. Ama geçim sıkıntısı yüzünden boksta kazandığı altın madalyayı satan adamı hiç unutmayacağım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder