Elif şafak okuyorum " Firarperest" Araf, Süt, Bit palas, Baba ve Piç, Aşk romanlarını okurken, medyada takip ederken üzerimdeki soğuk, ulaşılmaz, gizemli olmaya çalışan yazar imajını yerle bir etti son kitabı.
Oysa Ayşe Arman'na verdiği röportajında çocuklarını ve eşini bırakıp yeni romanı için Londra'ya yerleşmesine bir anlam vermemiştim. Ama yalnızlığın romanı beslediğini yazıyor kitabında ve bu kadar okunduğuna, beğenildiğine göre doğru da söylüyor.
Firarperest bir deneme kitabı, o yüzden yazarın kurgularının dışında kendisi ile ilgili ipuçları bulmak mümkün.. Duygularını kaleme öyle bir alıyor ki, okuyan yazdıklarının bir ucundan yakalıyor kendi gerçeğini.
Huzursuz Ruh'da "Gitmek ama nereye, önemi yok. Gitmek ama niye, cevabı yok. Aslında varılacak yer dahi mühim değil, aslolan gitmek" Anında yakalıyor insan bu duyguları hem de tam ortasından.
Bir çok kadın başını alıp gitmelerin hayalini kurmuş, aile, çocuk, sorumluluk derken başını alıp gitmeler hep erkeklere nasip olmuş.
Melankolik Sonbahar'da "Erkekler güneş gibidir ya batar ya çıkar, iktidar peşinde ya kazanır, ya tepetakla yuvarlanır. Net, berrak, sade, yalın. Kadın ise ayın halleri gibidir. Parlarken bile bir yanı karanlıkta kalır. Kadın muammadır."
Bazen derin düşüncelerin muammasına düşer insan en olmadık bir zamanda. Hayatın koşuşturması içerisinde bir an kendine döner. Ben de tam bu evrede okudum Firarperest'i. Soğuk, ulaşılmaz, gizemli Elik şafak etten kemikten bir görüntü ile karşıma oturdu kitabını okuduğum sürece. Satır aralarında başka hikayelerini anlattı sadece benim duyduğum. Bir anne, eş, her şeyden çok da kadın oldu anlattıkları ile.
Şimdiye kadar kitaplarını okumayanlar, kitaplarını okuyup beğenmeyenler, Firarperest'i okuyun. Bir yazarı tanımanın en etkili yollarından biridir o yazarın denemelerini okumak.
2 yorum:
Merhaba Yengecim,
Bildiğim kadarıyla yazar, Habertürk gazetesinde yayımlanmış olan köşe yazılarını bu kitapta topladı.
Sevgiyle kalın...
teşekkürler şölencim.
Yorum Gönder