19 Şubat 2011 Cumartesi

ÇİZGİ


Orhan Pamuk'un "Manzaramdan Parçalar" isimli kitabını okuyorum.
Şu sıralar romanlardan ziyade deneme yazıları ilgimi çekmeye başladı. Ne bulursam okurum diyenlerden değilseniz Orhan Pamuk gibi zor okunan bir yazarın denemeleri ilginizi çekebilir. Kitaptaki bir yazısında kütüphanesindeki 10 bin kitaptan bahsetmiş. Ve kitaplarının mutlaka edebi değeri olacak gibi bir kaygısı da olmamış. Mesela çok eskilerin hatırladığı oval kiremitlerden sonra ithal edilen Marsilya Kiremitleri hakkında bile kitabı bulunduğunu söylüyor. Varın çeşitliliği siz düşünün.

Orhan Pamuk evindeki 10 bin kitaptan bahsedince kendi kütüphanem gözüme öyle bir fakir göründü ki sormayın. Bir de kızıp dağıttığı 250 kitabı okuyunca alt raflarımda okumadığım ve muhtemelen okuyamayacağım Felsefe Ansiklopedisi ve Büyük Ansiklopedileri bir yerlere verirsem geriye ne kalır diye üzüldüm. Sanırım yine de Ansiklopedileri vereceğim ihtiyaç sahiplerine duyurulur.
Son yıllarda kitap okurken yanımda kalem bulundurmak adeti edindim. Beğendiğim bir yazının, sözün altını çiziyorum. Kanımca bir fikrin, tespitin altı çiziliyorsa onu yazan okunmaya değer bir şeyler yazmıştır.
Kütüphanemdeki kitapların pek çoğunun altı çizilidir. Altı çizili yazıları sizlerle paylaşmak için not edince çok fazla oldu. Sıkılmayın diye azalttım. Bakalım kitaplarım içinde altı çizilecek neler varmış.

Mükemmel bir halk olduğumuz için değişmekten ödümüz kopar. Okumuşumuz diplomasıyla, okumamışımız sanal "hayat diploması" mezuniyeti ile övünür.  (Yılgın Türkler - Bülent Akyürek)
Enstantane küçük bir andır; Ama o anı yakaladığımızda o an ömür boyu karşımızdadır.(Küçük Şeyler - Üstün Dökmen)
İnsanlar doğuştan iyi veya kötü değillerdir. O halde her insanı sevmek olasıdır. İşte öyle sandım ve buna zorladım kendimi. İnsanları sevmek için baskı kurdum üzerimde. (Buket Uzuner - Benim Adım Mayıs)
Aşk kılıç yarası gibidir. Acısı geçse de izi bir ömür boyu kalır. (Kılıç Yarası Gibi - Ahmet Altan)

Öykülerde, Romanlarda, Filmlerde nedense pırıl pırıl bir günde kimse toprağa verilmez. Böyle durumlarda kendi göz yaşlarımızın ölülerin rahmetine yetmeyeceğini düşündüğümüzden gökyüzünün şakır şakır yardımına gereksinim duyarız. (Murathan Mungan - Bir Kutu Daha)
Bir erkeğin bir şehri sevebilmesi için o şehirde sevdiği bir kadının yaşaması gerekir. ( Mehmet Y. Yılmaz - Kırmızıyı Seçtim Aşk Mavinin Altındaydı)
Eğer birlikte olduğun erkek gibi düşünür onun gibi hissetmeye uğraşır, onun gibi davranmaya çabalarsan hiç bir ilginçliğin kalmaz. Sadece erkekler için değil, aynı durum kadınlar için de geçerlidir. İnsan hakkında kafa yormadığı, kaygılanmadığı, çözümlemeye çalışmadığı birini niye sevsin, ona değer versin? Sevmek bir anlamda sende olmayana ulaşmak, bunun için çabalamak değilmidir? ( Bab-ı Esrar - Ahmet Ümit)
Erkeğin mutluluğu "Ben isterim" der, Kadının mutluluğu ise "O istiyor" der. (Böyle Buyurdu Zerdüşt - Friedrich Nietzsche)

Hiç yorum yok: