Bugün hava sisli, demek ki hafif bir Kasım güneşiyle karşı karşıya kalacağız.
Saat 6.55 ve odamın camından karşı binaların sülietleri görünüyor sadece. Camı açıyorum, Hayret bu saatte simsiyah bir karga, kanadının bir tarafı beyaz,
penceremin ucundaki denizlikte gözüme bakıyor.
Kaçmıyor, uçmuyor.
Benim kısmetime sabahın 7'sinde gözümün içine bakan karga çıkıyor.
Dünyaya diğer gelişlerimizde bir hayvan olarak gelme ihtimalimiz varsa bu karga onlardan biri olsa gerek. O kadar çok yakınımı kaybettim ki kime benzetsem o olacak.
Yakın zamanda okuduğum bir kitapta kargaya ithafen şöyle bir yazı vardı; "Karga ile tilki hikayesinde tilkinin uyanıklık yapıp şarkı söyleme bahanesi ile karganın ağzından peyniri alması anlatılıyor. Tilki olup el alemi dolandıracağıma, karga olur peyniri kaptırmak pahasına şarkı söylemeyi tercih ederim."
Kımıldamadan duruyorum karganın karşısında. O ise benim tilki mi yoksa karga mı olmam gerektiğini tartıyor kendince.
Hafif bir rüzgar perdeyi sallıyor, karga ürküp karşı evlerin kapalı penceresine konuyor.
Güne güzel başlamak ümidi ile içeriye giriyorum.
Gününüz güzel geçsin.
1 yorum:
t.k
Yorum Gönder