20 Kasım 2011 Pazar

ÇORLULU ALİ PAŞA'DA KAHVE KEYFİ


Sahaflarda olduğumu söyleyince Beyefendi kitap ısmarladı. Feridüttin-i Attar'ın Mantıku't Tayr.
Kitabı alıp biraz dolaşayım dediğimde Çorlulu Ali Paşa Medresesi yazan yerden içeriye girdim. Etrafı tarihi yapılarla çevrili bir avlu burası.
Sonra hatırladığım kadarıyla bir yerde şöyle bir şey okumuştum burası hakkında;
Sultanahmet'ten Beyazıt'a giden yolun üzerinde olmasına rağmen   onca araba, tramvay, insan  gürültüsü içeriye girdiğiniz anda tamamen kesilmiş gibi oluyor diyordu yazıda. Hakikatten avluya girer girmez sesler kesildi. Sadece içerideki  konuşmalar, kahve, çay servisi yapan adamların ayak sesleri vardı.  Orta şekerli kahve içtiğim en güzel kahvelerden biriydi.

Bir yerlerden duyduğum kahve fıkrasını hatırladım.
"Evin biraz ahmakça kızı çok güzel kahve yapmasıyla ünlüymüş. Eve gelen misafirler onun kahvesini öve öve bitiremiyorlarmış. Bir gün nüfuslu bir misafir kahveyi içtikten sonra kıza sormuş.
- Ömrümde bu kadar köpüklü kahve hiç içmemiştim, nasıl bu kadar köpüklü yapabiliyorsun, hem de bu kadar kısa sürede.
Saf kız cevap vermiş; - Kahveyi herkesin yaptığı gibi yapıyorum, sonra fincandan kocaman bir kahveyi ağzıma alıp bir güzel gargara yapıyorum. Sonra da fincana tekrar boşaltıyorum. şahane köpürüyor."
Etrafta ağzında kahve telvesi kalmış bir garson aradım, sanırım yoktu.
Şaka bir yana Kahve gerçekten güzeldi.

Ve fakat bu güzelim yerin yan tavanı yer yer Ondilin denilen çatı kaplaması ile kapanmış, bazı yerleri tente ile örtülmüş, Türk işi desenli minderler pis, rengi solmuş, sigara içilebilmesi için bazı yerler ne kapalı ne de açık garip bir hal almuş. Bu na rağmen turistler hayranlıkla  çay kahve içiyorlar.
Hava soğuk olmasına rağmen avlu oturulur derecede sıcaktı. Aslında üniversite öğrencilerinin nargile içme yeri olarak tercih ettiği mekanın sahibi olan Merhum kimmiş diye merak ettim.
Çorlulu Ali Paşa medresesinde 1600 yılından beri nargile ve kahve içildiği söyleniyor. Adını aldığı Ali Paşa Çorlu'lu bir çiftçinin oğluyken saraya yakınlığı ile bilinen Bayram Ağa tarafından evlatlık olarak alınarak Enderun'da yetişmiş, çeşitli mevkilerde çalıştıktan sonra Baltacı Mehmet Paşa'nın yerine getirilmiş. Osmanlı devletini Ruslarla harbe sürükledi gerekçesiyle Sadrazamlıktan alınıp idam edilmiş. 

Medresenin restorasyonu ilgili ilginç bir hikaye de Japonların Pearl Harbor baskınında üzerinde haç resmi olduğundan  hastane gemisi diye vurmadıkları Solares isimli gemi, savaş sonunda Türkiye'ye satılmış. Bu gemi ilk yolcu gemisi olan Ankara gemisiymiş. Eskiyip bir kenara atıldığında Çorlulu Ahmet Paşa Medresesinin çatısı için lazım olan kurşun plakalar eski geminin röntgen odasından sökülmüş.
İdam edilen bir paşa, savaş geçirmiş bir hastane gemisinin röntgen odasındaki kurşun plakalardan sökülme bir çatı, içeride belki de bunlardan bihaber insanlar kahvelerini zevkle yudumlatıp, nargile içiyorlar.

2 yorum:

Bengi Özkan dedi ki...

Hay allah her köpüklü kahve içtiğimde by saf kız gelecek aklıma...

Sevgiler,

Bengi

eymenerdogan dedi ki...

Her gün önünden geçtiğim bu medreseyle ilgili ilk defa bu kadar bilgi öğreniyorum. Bu benim etrafıma karşı duyarsızlığımdır herhalde. Artık oradan geçerken bir başka gözle bakıcam oraya. Kim bilir belki bir gün girerim içeriye..