1 Mart 2011 Salı

HATIRLA-MA


Amcam kaybolmuş.
Geçen yıl halamın cenazesinde kuzenimin annesi için ağlamasına bakıp; "Kim bu ağlayan kız?" diye sormuştu. Yeğenini tanıyamamıştı. 
- Hülya, dedik.
- Tamam, Hülya tabi, dedi. Aradan 10-15 dakika geçti geçmedi, yengeme "O ağlayan kim?" diye sordu. 
Hiç çocukları olmadı, yengem ile birbirlerine yettiler. Ablamın da benim de çocukluğumuz ve gençliğiniz onların evinde geçti. Amcam erkek terzisi, yengem de bayan terzisiydi. Onların sayesinde çok güzel giyinirdik. İzmit'te güzel bir apartmanda otururlardı. O sayede apartman hayatını öğrendik. Yazın başka şehirlerde tatilleri öğrendik. Amcam artık bizi pek hatırlamıyor.
Bu sabah yengemle alışverişe çıkıyorlar, bir anda birbirlerini kaybediyorlar. Amcam akşama kadar eve gelmeyince polis devreye giriyor. Polis olan kuzenim anonslarda amcamın adını duyup aileye haber veriyor. Sabah 10'da kaybolan amcam akşam 9'da polisler tarafından bulundu. Herkes derin bir oh çekti.
Amcam 80 yaşında. Alzheimer hastası. 
Alzheimer, Erken dönemde hafıza kaybı ile başlayıp, beceri gerektiren hareketlerde işlev bozukluğuna kadar ilerliyor. Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte genetik faktörler suçlanırmış. Ama bizim ailede amcamın haricinde büyük dedelerde bile "Suçlanacak" kimse yok. 

Sapanca'da mahallemizde bir Kemal dede vardı. Gazi madalyası taşır, resmi günlerde el üstünde tutulurdu. Yine bir Cumhuriyet Bayramında törenlene katılacağım diye evdekilere görünmeden erkenden belediye binasına gitmiş. Bir süre sonra Belediye Başkanının arabası sokağımıza geldi. İçinden şoför çıkıp arka kapıyı açtı. Biz içeriden Belediye Başkanının çıkmasını beklerken Kemal dede üzerinde güzel bir ceket,  bembeyaz gömlek, kravat, pırıl pırıl ayakkabılar ama altına pantolonunu giymemiş  vaziyette indi. Gelini; "Baba bu ne hal?" diye seslenince Kemal dede cevap verdi. "Belediye Başkanı törene bu kıyafet uymaz dedi, bende başka bir takım elbise giyip tekrar gideceğim."
O zamana kadar böyle bir hastalığın varlığından bihaberdik. 
...
Amcam bulundu, bir daha kayboluncaya kadar.
Ama ağzımızda acı bir tat bıraktı.
Yaşlı olmanın, unutmanın, unutulmanın, hastalıkların, bezginliğin, yorgunluğun tadını...

Hiç yorum yok: