İstanbul Life Dergisi, İstanbul'un gezilmesi gereken yerlerini sıralamış.
Bazıları bildiğimiz ama gitmeyi akıl etmediğimiz , bazıları ise bilmediklerimiz.
İstanbul Life'ın sıraladığı listeyi sizler için araştırdım.
Yerebatan Sarnıcı - İstanbul'daki en büyük sarnıç, civardaki saraylara su sağlamak için I. Justinyen tarafından yapılmış. Sultanahmet'te olan yerebatan sarnıcının üzerindeki yükü hafifletmek için yukarıdaki binalar bir bir kaldırılıyor. Kaldırılan yerlere nasıl bir proje uygulayacaklar bilmiyorum ama umarım yeşil alan olarak değerlendirirler.
Kız Kulesi - Boğazın Marmara denizine yakın kısmında salacak plajına yakın küçük adacık üzerinde kurulu Üsküdar'da Bizans devrinden kalan tek eser. Adına bir çok efsane anlatılır ama en bilineni şöyledir. Falcılar Bizans İmparatorunun yeni doğan kızına yılan sokması sonucu öleceğini söylerler. Bunun üzerine Kral denizin ortasında bir kule yaptırarak kızını buraya yerleştirir. Genç prenses gemilerde görev yapan bir deniz subayına aşık olur. Subayın sepet içinde yolladığı çiçeklerin içinden bir yılan çıkarak prensesi sokar ve öldürür.
Şimdilerde restorana dönüşen kule hala romantik çiftlerin uğrak yeri olmaya devam ediyor. Üsküdar Salacak'tan teknelerle gidilebilir.
Hıdiv Kasrı - İstanbul'un Beykoz ilçesinde Çubuklu sırtlarında bir yapıdır. Osmanlının Mısır valilerinden Hıdiv Abbas Hilmi Paşa İtalyan mimar Delfo Seminati'ye Osmanlıda görülmeyen Art Nouveau tarzında Kasır ve hemen yanında boğazı gören kule inşa ettirmiş. Şimdilerde Büyükşehir Belediyesinin işletmeciliğini üstlendiği kasırda düğün, nişan gibi davetlere ev sahipliği yapmakta. Özellikler kahvaltılar için İstanbul'lunun tercih mekanlarından biri olarak biliniyor.
Moda iskelesi - 1917 yılında dönemin ünlü mimarı Vedat tek tarafından yapıldı. İki katlı olarak yapılan yapının ahşap olan üst katı fırtınalardan zarar görse de daha sonra restore edilerek Belediyenin hizmetine girdi. Denizin içinde doyulmaz manzarası ile hoş bir kahvaltı mekanı olarak biliniyor.
Kandilli Adile Sultan Sarayı - Osmanlı hanedanlığı içinde divan sahibi olan tek kadın şair olan Adile Sultan'a abisi Sultan Abdülaziz'in hediye ettiği saray olarak bilinir. Yardımseverliği ile tanınan Adile Sultan eşini ve dört kızını genç yaşta kaybedince bu sarayda oturmak istememiş ve sarayı terketmiş. 1986 yılında elektrik kontağından çıkan yangınla harabeye dönmüş, Sakıp Sabancı Vakfı tarafından tekrar restore edilmiş. Şimdilerde İstanbul'un en saygın organizasyonlarının mekanı olarak bilinmekte.
Kamondo Merdivenleri - Belki bir çok istanbullunun bilmediği bu merdivenler de İstanbul Life'ın listesine girmiş. 1850 yılında Galata'da Voyvoda caddesinin orada, dönemin Portekiz kökenli ünlü banker ailelerinden olan Kamondo'ların evlerinden bankalar caddesindeki işlerine rahat ulaşmalarını sağlamak için yaptırdıkları söylenen Osmanlıda görülmeyen Barok tarzında şirin merdivenler. Aşağıdaki Avusturya Lisesinde ki öğrencilerin sıkça kullanmasından dolayı aşk merdiveni olarak da adlandırılıyor.
Aya İrini Kilisesi - Topkapı Sarayının dış avlusundaki bizans kilisesi 4. Yüzyılda I. Konstantin tarafından yaptırıldığı düşünülüyor. Aynı zamanda Müze olarak kullanılan kilise 1973 yılından beri İstanbul Kültür Sanat Vakfı bünyesinde bir çok sanat etkinliğine ev sahipliği yapıyor.
Galata Mevlevihanesi - Sema gösterisi için Konya'ya gidemeyenler, Beyoğlu Yüksek kaldırım'ın hemen başında, 1975 yılında müze olarak açılan mevlevihane her ayın ikinci ve son cuma günleri sema gösterileri ile misafirlerini ağırlıyor.
..
Devamı gelecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder