22 Kasım 2010 Pazartesi

ÇAKRA


"Kış günü kırık cam kenarında oturursanız üşürsünüz, çünkü sıcaklık oradan kaçıp gitmiştir. Auramızda bir delik varsa Çakralar da oradan kaçar."
Konuşmanın tam burasında kumandayı elimden bıraktım.
Ütü yaparken DVD izlerim genelde. Fakat ütü az, iki saat film izleyecek zamanım yok. Televizyonu açtım. Evlenme, barışma, kaçırılma, sağlık programlarına alternatif olarak hazırlandığını tahmin ettiğim bir programa rast geldim. Güzel sunucu Biyoenerji uzmanı olduğunu söylediği beyefendi ile sohbet ediyor. Biyoenerji uzmanı; "Auralar ve Çakralar bedenimizi nasıl etkiliyor?" diye soruyor ve sunucunun bir şey demesine fırsat vermeden kendi cevaplıyor.
"Çakralarımızı açarak hastalıkları önlemek mümkün."

Uzman anlatıyor, hayatını bale ile kazanan bir bey ve sunucu hayranlıkla dinliyorlar. Çakra ve Aura ne demek diye sorarlar diye bekledim sormadılar. Ya biliyorlar, ya da cahil durumuna düşmemek için sormuyorlar. Dayanamadım ütüyü bırakıp Google'da aradım.
Çakra için 63 bin, Aura için 77 bin sonuç çıktı. Buradan anlaşılıyor ki Aura daha kıymetli bir şey.
Aura: En basit tabirle vücudu çevreleyen enerji alanıymış.
Çakra; Hint felsefesinde ve bazı Asya kültürlerinde insan vücudunda bulunan biyofiziksel enerjinin bağlantı noktası olarak adlandırılmış. Sankskritçe'de "Tekerlek"anlamına geliyormuş. Neden sanskritçe diye sormayın, hele Sanskritçeyi kim kullanır diye hiç sormayın. Çakra ve Aura'ya yeteri kadar bulaştık daha derinlere inmeyelim ve devam edelim.
Yoga yoluyla içimizde bulunan pozitif çakraları açmak mümkünmüş.
Hah tam burada sevdim bu konuyu. Çünkü yoga yapan kişilere Yogi deniyormuş.
Ne sevimli değilmi? 
Benim jenerasyonum çok iyi bilir. Şimdiki jenerasyon da bizden hatırlar. Çizgi film kahramanı Ayı Yogi vardı. İşi gücü bal yemekti. Kocaman biraz aptal bir ayıydı.

Biyoenerji uzmanı anlattıkça geçmişe döndüm.
Yıllar önce amcalarımdan biri felç geçirmiş, uzun bir tedavi sonucunda bastonla gezer hale gelmişti. Henüz ellili yaşlarda zar zor yürüyordu. Nereden duydularsa Rahmetli Cenk Koray'ın elleriyle hastaları iyileştirdiğini duymuş, araya hatırlı kişileri sokarak ondan bir randevu almış. Yengem ile birlikte Cenk Koray'ın evine gelmişler. Amcam Cenk Koray'ı görünce başlamış gülmeye. Ama ne gülme, susturabilene aşk olsun. Koskoca adam gülme krizine girmiş. Cenk Koray; "Biraz dolaşıp sakinleşin öyle gelin." demiş. Amcam dışarıya çıktığında gülmesi kesilmiş. Tekrar içeriye girdiğinde katıla katıla gülmeye başlamış ve susmuyor. Bu dışarıya çıkıp içeriye girmeler bir kaç kez tekrarlanmış.
Sonunda Cenk Koray amcamı evden kovmuş. 

Cenk Koray ve amcam birbirini takip eden zamanlarda öldüler. Allah rahmet eylesin. Belki orada tekrar yolları kesişmiş gülmeden konuşabilmişlerdir.
Yıllar sonra Elleri ile hasta iyileştirdiği söylenen Cenk Koray'ın gece sarhoş geldi diye attığı tokat yüzünden oğlunun başını cama çarparak öldüğünü öğrendim.
..
Biyoenerji uzmanı yeni yazdığı kitabı göstererek anlatıyor. 
"Dans ederek de çakralarınızı açabilirsiniz."



4 yorum:

Adsız dedi ki...

Amcanızın Cenk Koray'a gülmesi ve kovulması nedense aklıma ZAGOR romanındaki "hay bin kunduz" nakaratını getirdi. Çok güzel yazmışsınız.

selma dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
selma dedi ki...

Biz anlatıldığında bu olaya çok gülmüş olsak ta yengem amcama epey kızmıştı. Cenk Koray'a rezil olduk diye

sahra dedi ki...

momster çok güzel yazmışsın yine. özellikle googleda daha çok sonuç çıkanın daha kıymetli olduğu tespitine bayıldım! :)