11 Ocak 2012 Çarşamba

CEVABINI BULAMADIĞIM SORULAR


Marketten çıktım, tam otoparkın orada "çatırr" diye bir ses duydum. Karşımda park etmeye çalışan son model bir Jip park yerinin önündeki demirlere soktu arabanın tamponunu. Ben "eyvah" derken arabadan inen kadın sanki hiç bir şey olmamışçasına tampona bile bakmadan markete doğru ilerledi. O tampon bir işçinin bir aylık maaşından bile fazlaydı ve kadın kafasını çevirip bakmadı bile.
Hangi alın teriyle kazanılan bir paranın sahibi böyle rahat davranabilir diye düşündüm cevabını bulamadım.
Yağmur bütün hızıyla yağıyordu. Markete giderken eski bahçıvanımıza rastladım. Yolun köşesinde durmuş karşı kafenin önüne park etmiş bir arabayı süzüyordu.
 Neden yağmurda durduğunu sorduğumda bahçesine baktığı bir mali müşavirin emeklilik işlemleri için parasını ve evraklarını alarak kendisini oyaladığını, arabasını burada görünce belki adamı yakalayabilirim umuduyla  beklediğini söyledi. Markette uzun bir zaman kaldım. Döndüğümde bizim eski bahçıvan aynı yolun kenarında ellerini ısıtmaya çalışarak bir ileri bir geri geziyordu.

Hangi insan yanında çalışan birinin parasını alarak işini yapacağım diye oyalar? düşündüm cevabını bulamadım.
Üniversiteye hazırlanan kızımın okulunda gün geçmiyor ki bir test kitabı istenmesin. Her dersin öğretmeni müfredatın verdiği kitaplara ilaveten kendi tespit ettiği kitapları almalarını istiyor çocuklardan. Eşek yüküyle para ödediğimiz dershaneler de öyle. Çocuğumu devlet okulunda okuttuğum halde neden bu kadar masraf yaptığımı düşündüm cevabını bulamadım. 

Son bir yıldır Televizyonlarda, gazetelerde her gün değişik bir gündemin haberini izliyoruz. Birileri tutuklanıyor, birileri ifade veriyor, birileri hapse giriyor. Bunca yıldır adını duyduğumuz, tanıdığımız bildiğimiz herkes suçluymuş meğerse.
Şimdi birilerini suçlayanlar ileride kendileri de birileri tarafından suçlanan olabilir mi diye düşündüm cevabını bulamadım.
Yeni eve taşınalı dört ay oluyor. Bu evde tek bir sorun hariç oldukça mutluyuz. En sık havalandırılması gereken yer olan banyonun camını açamıyoruz. Alt kat komşumuzun banyoda ardı ardına içtiği sigaraların dumanı sadece banyomuza değil bütün yatak odasına dağılıyor. Bu duruma daha ne kadar dayanırız diye düşünüyor cevabını bulamıyorum.

Sevdiklerimi telefonla arayıp hal hatır sormak hoşuma gider. Bazı sevdiklerimi son zamanlarda hiç aramak istemiyorum. Telefonun diğer ucundaki mutsuz ses tonları bütün enerjimi alıp götürüyor. "Yine ne derdi var" diye düşündüğüm insanları aramayı ne zaman bırakacağımı  düşünüyor cevabını şimdilik bulamıyorum.
Oturduğumuz sitenin bir kaç girişinde güvenlik görevlileri var. Sayıları hayli fazla olmasına rağmen kızımın yaşlarında sevimli bir güvenlikçi dikkatimi çekiyor. İşini o kadar severek ve güler yüzlü yapıyor ki onun adına ve hala çevremde mutlu gençlerin olduğunu bilmek hoşuma gidiyor. Böylesine işini severek yapan kaç genç var diye düşünüyor cevabını bulamıyorum.
Aslında bu soruların hepsi için verilecek cevaplarımın olduğunu, ama hayata dair umutlarımı yitireceğimden korktuğum için bilmiyor dibi yaptığımı da biliyorum.




Hiç yorum yok: