4 Eylül 2011 Pazar

KÜÇÜK DEV KADIN


Bayramın 2. günü babaannemin mezarına gittik.
Erenler kabristanı Sapanca'yı ortadan bölen TEM otoyolunun hemen yanında kaldı. TEM otoyolu yapılırken mezarlığın büyük bir bölümü yola gitti. Ebedi istirahat yapacaklarını düşünen mevtaların kemikleri bulundukları yerden alınıp başka yerlere nakledildi. Babamın ve babaannemin mezarları bu akıbetten 4-5 metre ile kurtuldu. Ama sakin olması düşünülen mezarlık vızır vızır araba sesleri içinde şimdi.
Mezar taşında Refiye Balkaya Şubat 1999 yazıyor. Kocasını bu kadar sevdiği halde onunla aynı mezarlıkta yatmak istemedi. Vasiyeti babasının yanına gömülmekti. Babasının yanında yer mi bulunmadı bilemeyeceğim ama oğlunun  yakınlarına gömdüler. İki kişilik mezar yerinde tek başına.
1.50 santimlik  boy, " Bir o kadar da yerin altında var" derdi büyük babam. Uzun adamın kısa karısı..
1.90 boyuyla büyük babam karşısında sus pus olur, onun evi çekip çevirmesine hatta kendisi ile ilgili kararlarda bile söz sahibi olmasına ses etmezdi.
Şimdi yabani otların özgürlüklerini ilan ettiği, hatta kendi çaplarında bir cumhuriyet kurup annemle gül gibi geçindikleri bahçemizde onun zamanında tek bir fazlalık ot bulunmazdı.
Harry Potter'ın üzerine binip uçtuğu çalı süpürgesi sanırım babaanemin icadıydı. Nereden topladığını bilemediğim çalılardan süpürge yapar, kocaman bir sap geçirir sadece evimizin önünü değil, bütün mahalleyi süpürürdü.
Ne oğulları, ne gelinleri, ne de kızı onun kadar çalışkan oldular.
Ve, fakat ; Canım babaannemin garip huyları da vardı. Evimize gelenlerden dikkatli gözler oda kapılarının tahtalarının kazınmış olduğunu fark ederdi. Sanki yaramaz bir çocuk eline çakıyı almış ve kapının eşiği de dahil olmak üzere her yerden küçük parçalar kopartmış gibi görünürdü kapılarımız. Oysa afacan velet babaannemizdi. Gün aşırı nazara geldiğini söyleyerek tütsü yapardı. Tütsüyü yapmak için evin içinden dışından bilumum tahta parçaları toplar, halı saçaklarından bir tutam, kuru bir yaprak, küçük bir kağıt parçası kopartır, üzerine üzerlik otu koyar,  onları yakarak dumanını önce kendisine
 sonra da bütün eve yayardı.bu duruma  annemin kızgınlığını yazmayayım.
Sayesinde uzun yıllar iğrendiğimden çiğ domates yiyemedim. Tarlamızda yetiştirdiğimiz domatesi ortadan keser nasırına bağlardı, ısırgan otunu ezerek iltihaplı yaralara sürer, gözü parlak olsun diye limon damlatırdı. Çok iyi hatırlıyorum. İlkokula gidiyorum, baktım babaannem her fırsatta gözüne limon damlatıyor. Ne bileyim iyi bir şeydir diye ben de gözüme limon damlatayım dedim, dakikalarca bağırdığımı çırpındığımı hatırlıyorum. Ama evimizdeki en travmatik olaylar Eylül ayı geldiğinde yaşanırdı. Eylülde Sapanca gölünde sülükler çıkar, babaannem onlardan bir kaç tane yakalar, ayağına koluna ağrıyan neresi varsa orasına yapıştırırdı. Annemin feryat figanları kesinlikle fayda etmez, her yıl bu ritüel tekrarlanırdı.
Yeni aldığı bir elbiseyi bir kez söküp farklı şekilde tekrar dikmeden asla giymezdi. Çocukluğumda pazen kumaştan  diktiği sıcacık  pijamaları çok iyi hatırlıyorum.
Göl kenarındaki tarlamızda gördüğü boyunca yılanları gözü kırpmadan öldüren, kocaman köpeklerden korkmayan babaannemin tek bir korkusu vardı yalnız kalmak. Büyük babam öldükten sonra mutlaka birimiz odasında yatardık. Belki de babasının yanında yatma isteği yalnız kalma korkusundandı.
Erenler mezarlığında oğlundan biraz uzakta, babasından, kocasından farklı mezarlarda yabani kiraz ağacının gölgesinde iki kişilik mezarda yatıyor.
Ablam ağlıyor hıçkırıklarla, bense ağlamayı unutalı hayli zaman olduğundan 95 yaşına kadar yaşayabildiği ve son yıllara kadar sağlıklı olduğu için ona hayranlık duyuyorum.
Nur içinde yat küçük dev kadın.

3 yorum:

lalin.askin dedi ki...

Merhaba yengecim,

Rahmetli babaannen ile biricik annemin bir ortak özelliği varmış.Annem de yeni aldığı bir şey üzerinde değişiklik yapmadan asla giymez.Aldığı gibi giydiği tek bir kıyafet yada aksesuar olmamıştır.

Sevgiyle kalın...

selma dedi ki...

Allah arkadaşıma babaannem gibi uzun ve sağlıklı bir ömür versin inşallah

Adsız dedi ki...

nur içinde yatsın mekanı cennet olsun t.k