Bir yerde şöyle bir yazı okumuştum.
"Kadınlar başka kadınların beğenisini önemseyerek giyinirler."
Arkadaşlarınızdan biri; "Aslında sana kırmızı çok yakışıyor ." dese ve siz kırmızı rengi hiç sevmeseniz bile ilk alışverişte gözünüz kırmızıya gidecektir.
Aynı şeyi eşiniz veya erkek arkadaşınız söylediğinde "Ne anlar renkten" diye içinizden geçirme ihtimaliniz fazla.
Kadınları daha çok önemsiyoruz. Onların hayatları ile daha çok haşır neşir oluyoruz, onları kıskanıyoruz, onları çekemiyoruz, onların pek azına" Helal olsun" diyoruz.
Güzel bir kadın gördüğümüzde "Güzel ama soğuk." da diyen biziz. "Ben de o kadar makyaj yapsam daha güzel olurum." diyen de.
Bir mevkiye geldiğimizde bizi al aşağı edebileceklerin hemcinslerimiz olduğunu biliriz.
Bir araya geldiğimizde söz dönüp dolaşır üçüncü bir hemcinsimize mutlaka gelir.
"Aslında çok seviyorum ama" ile başlayan cümleler kurarak birbirimizi eleştiririz.
Bir kadın kilo verse bundan en çok rahatsızlık duyan, ondan bir kilo fazlası olan arkadaşıdır. Arkadaşımızın eşi ile arası açık olsa gece gündüz yanından ayrılmayız. Omuzumuzda ağlamasına izin veririz. Bizden daha mutlu bir hayatı olsa pek de işimize gelmez.
Ortak arkadaşımızı eşimize anlatırken "Sedef kocasına nasıl kaba davranıyor. Herkesin içinde onu rezil ediyor. Ama en büyük pırlanta yine ona alınıyor." diyen çoktur.
Sevgili arkadaşımızın kocası zavallı , arkadaşımız ise cadının tekidir.
Farklı bir mekandaysanız "Funda'nın kocasını bir kadınla yakalasam." diye hayal kurarsınız.
Bu kötü niyet değil, Funda'yı sevmediğinizden hiç değil, sizden iyi bir evlilik sürdürdüğünü düşündüğünüzdendir. İçten içe biraz burnu sürtsün dileğidir.
Bazı Funda'lar çok akıllıdır. Sürekli eşinin pinti olduğunu, hayatının sıkıcı olduğunu söyler. Bu şekilde arkadaşlarının kötü düşüncelerini bertaraf eder.
Bazı kadınlar AB gurubu kan gibidir. Sürekli alır ama kendisi ile ilgili bir şey anlatmaz. İstatistiklere göre en çok boşanma yaşayan kadınlar da bunlardır.
Bir arkadaşım söyle anlatıyor;
" Evimizde bağırış çağırış eksik olmaz. Eşim çabuk küser, oğullarım ve ben onun gönlünü almak için çabalarız. Ama birbirimizi çok severiz. Kavgamız da mutluluğumuz da ortadadır.
Bazen yan komşular sesimizi duyacak diye panik olurum. Yan komşum sessiz sakin kendi halinde bir kadın. Eşi ile neredeyse fısıltıyla konuşacaklar. Gürültümüzden dolayı özür dilerken bile yorum yapmaz.
Derken bir sabah yan komşum olan kadını eşine ait takım elbiseler, ayakkabı, kazak gömlek ne varsa poşetlere tıkmış çöp odasına atarken gördüm. Ayrıldıklarını duyduğumda çok şaşırmıştım." demişti.
Bravo dediğimiz kadınlar tam da o kadınlardı.
çevremizde kaç kadın kızıp ta eşinin giysilerini çöpe atabilirdi..
..
Kısacası kadın kadının kurdu.
Kadın aslında kendinin de kurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder