Hava iyice kararıp gölgeleri çekilince bahçedeki ağaçların sanki söz birliği etmişlercesine ardı sıra, anneler seslenirdi çocuklarına; "Akşam ezanı okundu haydi herkes evine!"
Kimse
ayrılmak istemezdi alaca karanlığın yardım ettiği saklambaç oyunundan.
Ama emir büyük yerden geldiğinden ses edemez kös kös eve dönerdik. Bazen
cılız itirazlarımız popomuza yiyeceğimiz şaplağın korkusu arasında
kaybolur giderdi.
Her
defasında ilk söyleyen olmak istesem de büyüklerden biri sözcükleri
kapardı ağzımdan; "Evli evine köylü köyüne. Evi olmayan sıçan deliğine."
Bu söz paydos borusu gibiydi, evlere dağılırdık.
Kuzenlerimin Eskişehir'den gelip bütün bir yazı bizimle geçirdiği çocukluk yıllarımda aynı eve gitmenin hazzını yaşardık.
"Allah
iyiliğinizi versin! Leş gibi ayaklarla mı içeriye gireceksiniz? Doğru
çeşmeye!" Bunu söyleyen annem değilse mutlaka halam olurdu. Babaannem
biz eve girmeden; gece yatak, gündüz kanepe olarak kullandığımız
"Divan'ın" bir köşesinde uyuyor olurdu. Büyükler görmüyorsa bahçedeki
çeşmede ayak yıkamak ayağı ıslatmaktan ibaretti ki tozla kaplanmış ayak
suyla buluşunca evin içinde çamurdan izler bırakırdı.
"Yatarken
dişlerini fırçala!" demezdi kimse. Diş fırçaları çocukluk yıllarının en
az kullanılan nesneleri olurdu. Bazen diş macunu yerine karbonatla
ovulurdu dişler.
Kuzenlerimin
geldiği yazlarda 7 kişilik ailem birden bire 13 olur küçüklere yatacak
yer kalmazdı. Büyük babam ile babaannemin odasına iki tane yer yatağı
açılır; Üç kız çocuk bir yatakta, iki erkek çocuk diğerinde gülüşüp
dururduk. Dedem yatarken şimdi işitme cihazı dedikleri, bizim "Kulaklık"
olarak bildiğimiz cihazını çıkarttığı için gülüşmelerimizi duymaz,
babaannem "Bi susun!" diyerek onun yerine de azarlardı.
Fayda etmediğini anlayınca en etkili silahını kullanırdı.
Biz
ilkokul çağlarında beş çocuk, korkudan başımız yorganın içinde
kulağımız babaannemin anlattığı cinli perili hikayelerle uyuyakalırdık.
...
Dün
evimin balkonunda arkadaşlarımla aşure yedik, muhabbet ettik. Uzun
zamandır gülmediğim kadar güldüm. Çocukluğumun yaz akşamlarında
saklambaç oyunlarındaki gibi tasasız.
Evli evine giderken annemin sesi çalındı kulaklarıma;
"Akşam ezanı okunuyor herkes evine!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder