Hafta sonları değilse akşam üzeri saat 5 gibi çalmaya başlıyor. Ben üst katta heyecanla daha iyi nerede dinleyebiliyorsam o odaya geçiyorum. Az biraz nota bilgime rağmen bazen notaların karıştığını fark ediyorum. Bazen de su gibi akıp gidiyor müzik. Önce Für Elise, ardından 9. Senfoni. Sonra Chopin'in Nocturne..
Acaba Beethoven'ı kendisi mi yoksa piyano hocası mı seviyor? Diye düşünmeden edemiyorum. Für Elise'de Orhan Gencebay'ın "Batsın Bu Dünya" şarkısını dinler gibi kendimden geçiyorum.
Hep klasik çalıyor. Belli ki büyük kızım gibi piyano derslerine devam ederken "Çok güzel çalıyorsun da söyle hocana bir tane de Azeri müziği öğretsin sana." diyen bir bir babası yok. Besteler peşi sıra devam ediyor, bazen tutuk, bazen akıcı. Aynı hayatın kendisi gibi iniş çıkışlı.
Ben her akşam 5 sıralarında güzel bir haberi bekler gibi, sıcak bir günün ardından yağacak yağmuru bekler gibi, geçmişin güzel günlerini özlemle bekler gibi, her akşam alt komşumun kızının piyano çalmasını bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder