Sizi bilmem ama ben bir yerlere gitmek istiyorum.
"Kırkından sonra azanı teneşir paklar" diyeniniz varsa teessüf ederim.
Bu yaşlarda olanlar iyi bilir inanın tam da kırklı yaşlarda gitmek istiyor insan.
Yaş ilerliyor, ağrılar yavaş yavaş başlıyor. "Eyvah elden ayaktan düşmeden önce yapmam gereken ne çok şey var." telaşına düşülüyor.
Yirmili otuzlu yaşlarda akla gelmeyen ne varsa birden hücum ediyor beynin bir yerlerine.
Hani hep planlanan karadeniz turu?
Kışın gidilmesi düşünülen Ege sahilleri..
Gemi ile gidilen seyahatler.
İnsanların az, doğanın bol olduğu yerler..
Tumblr'da dolaşıyorum.
Güzel ülkemizin nadide yerlerinden bahsederken "Bizim ülkemiz kadar güzel yerler dünyanın hiçbir yerinde yok." diyoruz. Sanki dünyanın her yerini gezmiş gibi. Tamam çok güzel bir ülkede yaşıyoruz da!
Eee bu gördüğüm resimlere ne demeli. Yukarıdaki şu resme bakın mesela Almanya'da bir kasaba burası. Bizim herhangi bir kasabamıza benziyor mu? Ki Almanya en güzel ülkeler arasında ilk sıralarda bile değil.
Peki aşağıda gördüğünüz Yunanistan'da bir kasaba sokağı nasıl?
Ben bayıldım valla.
Yunanistan bir Akdeniz ülkesi ondan güzeldir. Bizim akdeniz sahillerimiz de güzel dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız.
Peki aşağıdaki Stockholm resmine bakın, bir de güzelim İzmir'in denizden görüntüsüne.
Çatılarımız kiremitsiz, evlerimiz renksiz.
Çok mu kötüledim.
Asla kötülemek değildi maksadım. Kıskanıyor insan. Bir de bizim ülkemiz çok güzel sözlerinin çok abartıldığı hissi uyanıyor.
Güzel yerlerimiz hızla gri renkli beton yığınlarına dönüşüyor.
Yaş ilerledikçe beni de bir telaş kaplıyor.
Cunda Adası, Asos Behramkale, Yedigöller, Ayder Yaylaları, Kaz Dağları, Kapadokya tekrar görmek istediklerim arasında ilk sıralarda.
Gitmek istiyorum..
Var mı gelen?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder