Ben çocuk iken Sapanca gölü yakınında ekip biçtiğimiz dededen kalma tarlamız vardı. Gölün etrafını çeviren çay bahçelerinin yanında olduğu için gitmekten hoşlanırdık.Önceleri sadece fidan ekilen tarlamıza büyük babam öldükten sonra sebze ekmeye başladık.
Erik, kiraz, elma, armut, ayva ve dut ağaçları her yaz mevsiminin vazgeçilmezleriydi.
Fasulye, kabak, domates, biber, salatalık toplar bazılarını yıkamadan hemen oracıkta yerdik. Hele su tulumbasının yanında bir kiraz ağacımız vardı ,küçücük ağaçta kiraz dalları yerlere değerdi. Henüz kızarmaya başladığında yağmur yağar içi kurtlanırdı. Biz çocuklar fark edene kadar onlarca kirazı midemize indirirdik. Hep meyve yiyecek değiliz ya..
Salatalıkları daha büyümeden kopardığımız için babaannemden bir güzel sopa da yerdik.
Hafta sonları ailece tarlaya gider, hem çalışır hem de piknik yapardık.
Yine bir pazar günü tarlada ceviz ağacının gölgesinde babaannem namaz kılıyor biz de uzanmış dinlenirken, yan tarladan bir kadının sürekli konuştuğunu duyduk. Ağaçlardan kim olduğu fark edilmiyordu. Kadın o kadar yüksek sesle ve durmadan konuşuyordu ki babaannem dayanamadı.
" Namazı şaşırdım biraz yavaş olun " dedi. Sesler iki bahçeyi ayıran çite doğru yaklaştı.
Konuşan kadınlardan şık giyimli olanı babaannemin uzun eteği, başındaki dantelli beyaz tülbendi, tarlada çalışmaktan esmerleşmiş yüzüne küçümseyerek baktı ve "Seni ne ilgilendirir. Kendi işine bak..." ile başlayan uzun bir konuşma yaptı. Babaannem bir süre dinledikten sonra, bizim oralarda çok sık kullanılan şu cümleyi söyledi;
"Avukat gibi ne çok konuşuyorsun.."
Kadının verdiği cevap daha manidardı.
"Avukat olmadığımı nereden biliyorsun?"
..
Sonradan öğrendiğimize göre babaannem ile tartışan, yakın zaman önce vefat eden tarla komşumuzun İstanbul'da oturan avukat geliniymiş.Kendine kalsa babaanneme dersini vermişti.
..
Sonra babaannem anneme kızdıkça "Avukat gibi dili durmuyor." derdi.
..
İlk torunu Ortaokul yıllarındayken vefat eden babaannem torununun avukat olduğunu göremedi.Görseydi o kadar da çok konuşmadıklarını öğrenebilecekti.
..
Bugün kızımın çalıştığı Hukuk Bürosuna gittim. Hukuk Bürosunun ortaklarından biri aynı zamanda arkadaşım olduğu için kızım adına gözüm arkada değil.
Bir anne ve babanın en gurur duyduğu şey sanırım çocuklarının bir mevki sahibi olduğunu görmek.
Gurur duydum.
Paylaşmak istedim.
..
Ha bu arada büroda çok konuşan kimse olmadığı gibi, tam tersine Hukuk Bürosundan çok Yoga merkezine gelmişsin hissi uyandırıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder